Birinci Ahmet’in tahta çıkışı ve Mahpeyker Kösem Sultan’ın (Anastasya) yükselişi:
1603 yılında henüz 13 yaşında tahta çıkan 1. Ahmet kardeşi
Mustafa’yı öldürtmez. Çünkü daha hiç çocuğu yoktur. Annesi Handan Sultan’ın
(Helen) elinde adeta bir oyuncaktır. Handan Safiye’yi eski saraya gönderip
gözaltına aldırır. Artık iktidar onundur.
1. Ahmet kardeş katli geleneğine son verir. En büyük
şehzadenin tahta çıkması kuralını koyar. Fakat şehzadelerin hayatı gene de
kurtulmuş olmaz.
Devşirme vezirlerin, devşirme yeniçerilerin ve devşirme
saray kadınlarının arasındaki, hassas dengelerin bozulması ile başlayan
huzursuzluk ve isyan ettirilen yeniçeriler nedeniyle, padişahlar hayatlarının
tehlikeye düştüğünü hissettikleri anda şehzadeleri boğdurtmaktaydı.
Şehzadelerin çocuk yapmaları da yasaktı. Yanlarına verilen
cariyelerden çocukları olursa bu yeni doğan bebekler kız veya erkek hemen
boğdurularak öldürülürdü. Bu insanlık dışı yöntem, Osmanlı soyunu, Sultan
İbrahim döneminde yok olma noktasına getirecektir. Her gün ölüm korkusuyla
yaşayan şehzadeler ruhi bunalımlara düşerek akli dengelerini dahi
yitireceklerdir.
Durum Padişahlar için de farklı değildir. Hassas saray
dengeleri ve iktidar çekişmeleriyle isyan ettirilen yeniçeriler yüzünden
sürekli ölüm korkusu içindedirler. Osmanlı Soyu kendi kurduğu bu devşirme
düzenin esiri olmuştur.
Artık padişah olmakta hayatta kalmanın garantisi değildir.
1. Ahmet’in dönemi gözdesi Kösem’in de iktidarda etkili olmaya başladığı
dönemdir.
Birinci Ahmet yemek yerken yakalandığı ani mide sancısı
nedeniyle hastalanır. Tüm müdahaleler sonuçsuz kalır ve hayatını kaybeder.
Ölümü son derece şüphelidir. Tıpkı aniden kalbi duran babası 3. Mehmet gibi.
Aklını yitiren ilk
padişah 1. Mustafa:
Birinci Ahmet’in ölümünden sonra en büyük oğlu Osman yerine
1. Mustafa tahta çıkarılır. Bunda Kösem’in etkisi büyük olmuştur. Çünkü hiç
sevmediği 1. Ahmet’in diğer gözdesi Mahfiruz’un (Evdoksiya) oğlunun tahta
çıkmasını istemiyordu.
Henüz çocuğu olmayan 1. Ahmet’in, Kösem ve Mahfiruz’dan pek
çok kız ve erkek çocuğu olduktan sonra, birkaç kez öldürülmesi düşünülen 1.
Mustafa, bu durumu hissettiği için, 14 yıl süren kafes hapsinde, her an
yaşadığı ölüm korkusuyla, iyice aklını yitirmişti. Hatta ulufe töreninden sonra
sarayın bahçesinde biraz düzelsin diye gezdirilirken, niye havuzdaki balık
kullarıma da bahşiş atmazsınız der. 3 ay sonra tahttan indirilerek tekrar
kafese kapatılır. Yerine 1. Ahmet’in en büyük oğlu 2. Osman Padişah olur.
İkinci (Genç)
Osman'ın katledilmesi:
İkinci Osman tahta çıktığında henüz 13 yaşındadır. Annesinin
isteği ile Kösem’i eski saraya göndererek gözetim altına aldırır. 1621 yılında
Lehistan seferine çıkmadan önce, Saray entrikaları ve yeniçerilerin
başıbozukluğu yüzünden, duyduğu ölüm korkusu nedeniyle, 16 yaşındaki en büyük
kardeşi Mehmet’i boğdurtur.
Hocası Ömer Efendinin tekinleriyle, içinde bulunduğu bozuk
düzeni değiştirmek, yeniçeri ve sipahi ocaklarını kaldırıp, yeni bir düzen
kurmak için, hacca gitme bahanesiyle İstanbul’dan ayrılmaya karar verir. Ancak
planları çevresindekiler tarafından duyularak yeniçeri ve sipahi ocaklarına
haber verilir. Yeniçeriler ve sipahilerin ayaklanması üzerine, hacca gitmekten
vazgeçtiğini duyuran 2. Osman, tahtan indirilerek, 1. Mustafa, annesi Handan’ın
(Violetta) dağıttığı altın nedeniyle, yeniçerilerce kapatıldığı yerden
çıkarılarak, tekrar Padişah yapılır. 2. Osman hakaretlerle Yedikule zindanına
götürülerek önce onlarca yeniçerinin tecavüzüne uğrar, daha sonra boğulan 2.
Osman’ın cesedi zindanın karanlık bir köşesine atılır.
Ancak Kösem’in sipahiler arasındaki ağırlığı daha fazladır.
1. Mustafa’nın Sadrazam atadığı Arnavut Kara Davut Paşa’nın, 2. Osman’ı
öldürttüğü gerekçesiyle, sipahileri ayaklandırır. Yeniçerilerin yaptığı katliam
Kara Davut’un üstünde kalır. Sipahiler Kara Davut’un kafasını kesip 1.
Mustafa’nın önüne atarlar. Sonra da onu tekrar ölünceye kadar kalacağı demir
kapılı odasına kapatırlar. Böylece Anastasya’nın (Kösem) oğlu 4. Murat 1623
yılında tahta geçer.
Mahpeyker Kösem
Sultan’ın oğlu 4. Murat ve sürüp giden kardeş katli:
Daha 11 yaşında padişah olan 4. Murat’ın ilk dönemi annesi
Kösem Sultanın yönetimi altında geçer. 2. Osman’ın abisi Mehmet’i boğdurmasına,
2. Osman’ın da yeniçerilerce linç edilmesine tanık olan padişah, 1631 yılında
ilk kez yönetime el koyar. Hüsrev Paşayı azledip yerine Hafız Ahmet Paşayı
getirir.
Bunun üzerine kendisine gözdağı vermek isteyen annesi,
yeniçeriler ve sipahileri, Topal Recep Paşa ile işbirliği yaparak ayaklandırır.
Asiler, korkarak ayak divanına çıkan 4. Murat’ın gözü önünde Ahmet Paşayı linç
ederler.
Öldürttüğü Hüsrev Paşanın başını, saray kapısı önüne koyması
üzerine, 4. Murat’a karşı tekrar ayaklanan, Yeniçeriler ve sipahiler, bu kez de
padişahın çok sevdiği Mustafa Paşa, yeniçeri ağası Hasan Halife ve Musahip Musa
Çelebi’yi padişahın gözü önünde katlederler.
İntikam yemini eden genç padişah eniştesi Recep Paşayı idam
ederek, annesini haremde göz hapsine aldırır. Öldürttüğü Recep Paşa’nın
cesedini, yeniçeri ve sipahi önderlerinin önüne atarak, gözdağı verir. Böylece
iktidarını kuvvetlendirir.
Adam öldürmeye iyice alışan 4. Murat, taşlama yazmayacağına
yemin ettirdiği, şair Nefiy’i, yeminini bozması üzerine idam ettirir. Revan
(Erivan) seferi boyunca söz dinlemeyen vali ve kadıları idam ederek ilerler.
Revan’ın fethinden sonra Tebriz seferine çıkmadan, annesinin, arkasından bir
dolap çevirmesi korkusuyla, fetihnamenin yanında gönderdiği gizli bir fermanla,
öz kardeşleri Beyazıt ve Süleyman’ı boğdurtur.
Beyazıt üzerine atılan cellâtlarla mücadele edip 4 tanesini
öldürmeyi başarsa da ölümden kurtulamaz. Beyazıt’ın bu acı ölümü, ünlü Fransız
şair ve trajedi yazarı Racine’nin Bajazet (Bayezit) adlı trajedisine konu olur.
Dördüncü Murat Tebriz’in fethinden dönerken, yasakladığı
halde bağımlısı olduğu içki yüzünden ve yakalandığı gut hastalığı nedeniyle,
Diyarbakır’da bir süre hasta yatar. Bağdat seferine çıkmadan önce 3. kardeşi
Kasım’ı boğdurtur. Kösem Sultan son Osmanlı şehzadesi İbrahim’i, 4. Murat’a
karşı koruma altına alır. Saraydaki hapis hayatı boyunca ecel terleri döken
İbrahim, sinir hastası olmuştur.
İran seferine çıkarken depreşen hastalığı nedeniyle
İstanbul’a dönen 4. Murat, 1640 yılında kasrı şirin antlaşmasını imzaladıktan
kısa bir süre sonra acılar içinde ölür. Yerine annesi tarafından birkaç kez
öldürülmekten kurtulan sinir hastası İbrahim tahta çıkar. Böylece Anastasya’nın
(Mahpeyker Kösem Sultan) ikinci saltanatı da başlamış olur.
Yazımın bundan sonraki bölümüne bu konuyla devam edeceğim.
AHMET ELDEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür, hakaret, aşağılama içeren yorumlar yayınlanmaz