Sinir hastası İbrahim
ve Anastasya’nın (Kösem Sultan) ikinci iktidarı:
Abisinin genç yaşta ölümü üzerine tahta çıkan Sultan
İbrahim, 20 yıldan fazla süren ve her gün cellâtları bekleyerek yaşadığı kafes
hapsinde tam bir sinir hastası olup çıkmıştır. Üç abisi gözleri önünde
cellâtlar tarafından boğulmuş, kendisi de annesi tarafından boğulmaktan son
anda kurtarılmıştır.
Osmanlı Sarayı’nda şehzadelere uygulanan insanlık dışı
yöntem nedeniyle, hayatta kalan son Osmanoğlu olan İbrahim’e, annesi daha 12
yaşında kendisine hediye edilen aşırı güzel Nadya’yı eş olarak seçer.
Şehzade Mehmet’in doğumu ile Osmanlı Soyu yok olmaktan
kurtuluyordu. Fakat Kösem Sultan’ın bu eş seçimi kendi acı sonunu getirecektir.
Mehmet’in doğumu ile Hatice Turhan adını alan bu güzel Rus kadını, iktidar
hırsı ve ihtiraslarında kayınvalidesinden hiç de aşağı değildir.
İbrahim’in Nadya’ya rakip olarak annesinin sunduğu, başka
cariyelerden de çocukları olur. Ancak o hiçbir şehzadesini öldürmeyerek Osmanlı
Tarihinde bir ilke de imza atar.
Zaman geçtikçe annesinin yönetim hırsına tavır alan İbrahim,
Kösem Sultan’ı eski sarayda gözetim altına aldırmayı düşünmektedir. Kösem
Sultan’sa artık oğluna söz geçirememekten rahatsızdır.
Padişahın koyduğu samur ve amber vergisine karşı başlayan
tepkiyle yeniçeriler isyan ettirilir. Oğluna söz geçiremeyen Anastasya bu
isyanı körükleyerek İbrahim’i yeniçerilere tahttan indirtir. Tahttan
indirilişinin onuncu gününde Valide Sultan’ın sözünden çıkmayan Sofu Mehmet
Paşa İbrahim’i cellât Kara Ali’ye boğdurtur. Ancak Anastasya’nın sonu da oğlu
gibi acı olacaktır.
Çocuk padişah 4.
Mehmet ve Nadya’nın (Hatice Turhan Sultan) iktidarı:
Daha 6 yaşında tahta çıkan 4. Mehmet’in ilk dönemi Kösem ve
annesi Turhan’ın iktidar savaşına sahne olur. Kösem Sultan yaptığı baskıyla
eski saraya gönderilmeyip Padişah Naibi olur. Ancak bu durumdan son derece
rahatsız olan Hatice Turhan Sultan padişah annesi olmanın verdiği avantajla
sarayda gücünü giderek arttırır.
Gelinini ortadan kaldırıp Mehmet’i de öldürerek, oğlu
İbrahim’in başka cariyeden olan oğlu Süleyman’ı tahta çıkarmak isteyen Kösem
Sultan’ın bu planını haber alan Turhan Sultan, 62 yaşındaki Valide Sultanı gece
odasında bastırır.
Oğlunu boğdurttuğu cellât Kara Ali’nin yağlı kemendi bu kez
Kösem’in boynuna dolanacaktır. Turhan Sultan, hemen sonra Kösem’in bütün
adamlarını da ortadan kaldırarak sarayın tek hâkimi olur. Oğlu 16 yaşına
gelince devlet işlerini bırakarak Edirne sarayına çekilir ve kendisini, hayır
işlerine adar.
Dördüncü Mehmet dönemi son derece çalkantılı bir dönemidir.
Lehistan’la 1672 yılında yapılan Bucaş antlaşması, Osmanlı’nın kazanç elde
ettiği son antlaşmadır. Sadrazam Kara Mustafa Paşa’nın ihtirasının yol açtığı
İkinci Viyana Kuşatmasının bozgunuyla gerileme dönemine girilir. Avusturya ve
Lehistan önderliğinde başlayan savaşlarla, Macaristan’daki Osmanlı varlığı son
bulurken, Atina’ya kadar Yunanistan’ı işgal eden Venedik, donanmanın Akdeniz
hâkimiyetine, son verir.
Ardı ardına gelen bu yenilgiler sonucu başlayan
hoşnutsuzlukla yeniçeriler isyan eder. 4. Mehmet tahttan indirilerek yerine
kardeşi 2. Süleyman geçirilir. Nasıl olduysa devşirmelerden kurulu bu tuhaf
düzende, 39 yıl tahtta kalabilmiştir. Ömrünün geri kalan kısmını Edirne’de
hapis hayatı yaşayarak geçirecektir.
İkinci Ahmet ve devam
eden savaşlar:
İkinci Ahmet’te tıpkı kardeşi gibi 40 yıl kafes hapsinde
kalmıştır. Padişahlığı da tıpkı kardeşi gibi 3 yıl 7 ay sürecektir. Arkası
gelmeyen yenilgiler ve artan sorunlarla baş edebilmek için, divan
toplantılarını haftada 2 günden 4 güne çıkarır. Hasta yatağında bile divan
toplantılarını takip eden Padişah, 1695 yılında Edirne’de vefat eder. Yerine 4.
Mehmet’in oğlu 2. Mustafa geçer.
İkinci Mustafa ve Karlofça antlaşması:
Yaklaşık 30 yıllık kafes hapsinden sonra tahta çıkan 2.
Mustafa döneminde de, 2. Viyana bozgunuyla başlayan savaşlar devam etmekteydi.
Sefere çıkmaya karar veren Padişah’ın ilk iki seferi başarılı geçer. 1695 te
Avusturya ordusunu yener. 1696 Martında Temaşvar’ı kuşatan Saksonya ordusunu
dağıtır. 1697’deki 3. seferi ise tam bir bozgundur. 11 Eylülde Kanije’nin
güneyinde Zenta’dan saldırıya geçen Prens Eogene Savoie, Osmanlı ordusunu
bozguna uğratır. Başta Sadrazam ve Anadolu Beylerbeyi olmak üzere, pek çok
vali, sancak beyi, alay beyi ve asker şehit düşer.
Ordunun bütün ağırlıkları ve 40.000 altın Padişah hazinesi
düşman eline geçer. Daha sonra Bosna üzerine yürüyen Prens buranın en güzel
kenti Saray’ı yağmalar. Bu acı olaylar üzerine, barış görüşmeleri başlatılır.
1699 yılında imzalanan Karlofça antlaşmasıyla Osmanlı Devleti, çok büyük toprak
ve nüfuz kaybına uğrar. Ancak savaşlar yüzünden iyice bozulan ekonomi barış ve
ordunun terhisiyle biraz olsun rahat bir nefes alır.
Uzun süren savaşlardan iyice bunalan Padişah, barıştan sonra
Edirne’de, günlerini devlet işlerinden uzakta sefahatle geçirmeye başlar.
Padişahın, hiç İstanbul’a uğramaması üzerine 1703 yılında yeniçeriler
ayaklanır. Tarihe Edirne Vakası olarak geçen isyanla tahttan indirilen 2.
Mustafa, oğulları ve yeğenleriyle birlikte, Edirne’de hapsedilir. Yerine
kardeşi 3. Ahmet geçer.
Tahtan indirildikten 4 ay sonra ölen 2. Mustafa’nın, ölümü
de son derece şüpheli olmuştur.
Üçüncü Ahmet dönemi, tekrar başlayan savaşlar ve sonrasında
zevk ve sefahatin yaşanacağı Lale Devrine rastlar. Yazıma bu konuyla devam
edeceğim.
AHMET ELDEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür, hakaret, aşağılama içeren yorumlar yayınlanmaz