Abdülmecit ile başlayan Tanzimat Dönemi, Islahat Fermanı ve borç batağı:
1839 yılında tahta çıkan Abdülmecit, henüz 16 yaşındadır.
Mehmet Ali Paşa’nın Nizip savaşında Osmanlı Ordusunu yendiği haberi İstanbul’a
ulaşır. 27 Temmuz 1839 da İngiltere, Rusya, Avusturya, Fransa ve Prusya Mısır
sorununun kendilerine danışılmadan çözülmemesini bir notayla bildirirler. Bu
nota kabul edilir. Böylece Osmanlı Devleti iç işlerinde de Avrupa’nın güdümüne
giriyordu.
Londra ve Paris’te görüşmeler yapan Mustafa Reşit Paşa,
Padişahı razı ederek 3 Kasım 1839 da Gülhane Hattı Hümayununu okur. Böylece
Tanzimat Dönemi başlar.
15 Temmuz 1840 Londra antlaşması ile Mısır Valiliği Mehmet
Ali Paşa’ya bırakılırken, ele geçirdiği topraklar ve donanma geri alınır.
Kutsal yerler sorunu nedeniyle Rusya’yla Kırım Savaşı
başlar. İngiltere ve Fransa bu savaşa, Osmanlı Devleti’nin yanında katılır.
Rusya savaşı kaybeder. Ancak müttefikler, Osmanlı Devleti’ni anlaşma için, 18
Şubat 1856 da Tanzimat Fermanı yanında Islahat Fermanı’nı da ilan etmek zorunda
bırakırlar.
Kırım Savaşı aslında azınlıklar yüzünde çıkmıştır ve bu
fermanla azınlıklara Rusya’nın da istediğinden çok daha fazla haklar verilmeye,
mecbur olunacaktır. 30 Mart 1856 Paris Antlaşması ile bu ferman İngiltere,
Rusya, Fransa, Avusturya ve Piemonte tarafından, senet kabul edilir.
Bu antlaşma sayesinde Osmanlı Devleti Avrupalı sayılarak
toprakları güvence altına alınır. Abdülmecit bütün bunlara sırf bu yüzden razı
olacaktır. Ancak zaman, Osmanlı Devleti’nin ne derece Avrupalı sayıldığını ve
ne kadar güvende olduğunu, acı bir şekilde gösterecektir.
Maliyenin durumu iyice kötüleşmiş, savaş nedeniyle ilk kez
borç alınmıştır. Bunu arka arkaya, yeni borçlar takip eder. Öyle ki dış borç
yanında Beyoğlu sarraflarından alınan borçlar, 80 milyon altın lirayı aşmıştır.
Bu durumun sebebi zevk, sefahat, içki ve kadın düşkünü Abdülmecit’in sorumsuz
harcamalarıydı.
Ülke tam bir çıkmazda iken alınan borçlar, lüks sarayların
inşasına, zevk, sefahat, içki ve güzel kadınlara gidiyordu. Bunun yanında Ekim
1859 da Avrupalı devletler, Tanzimat ve Islahat Fermanlarının gereklerinin
yerine getirilmesi için, devlete nota veriyorlardı.
Babası gibi tüberküloza yakalanan Abdülmecit, hastalığına
rağmen sefahatini sürdürür. 1861 de alkol komasından öldüğünde henüz 39 yaşındaydı.
Yerine Abdülaziz geçer.
Abdülaziz’in sefahati
ve sonunda devletin iflası:
1861 yılında tahta çıkan Abdülaziz abisi gibi batı kütürtüne
yabancı değildi. Şehzadeliğinde devlet işleriyle ilgilenmesine izin
verilmemişti. Serbest bir yaşam sürmüş, spor ve sanatla ilgilenmişti.
Saltanatına başladığında maliye çökmüş, karşılıksız basılan
paralar nedeniyle borçlar katlanarak artmıştı. Abdülaziz kâğıt parayı
tedavülden kaldırmak, saray masraflarını kısmak ve cariyelerinin sayısını
azaltmak zorunda kalır. Yeni vergiler çıkarılarak lüks ve sefahatin bedeli
halkın sırtına yüklenecektir.
Tanzimat ve Islahat ile yetinmeyen Avrupa baskısını giderek
arttırıyordu. Batılı devletlerin ve Rusya’nın kışkırtmalarıyla Lübnan ve
Balkanlarda ayaklanmalar çıkıyordu. Abdülaziz’in bağlılığı arttırmak için
çıktığı, Mısır gezisinden bir sonuç çıkmazken, Mısır valiliğinin babadan oğula
geçmesini kabul eder. Böylece Mısır yarı bağımsız hale geliyordu.
Alınan mali önlemlerin verdiği geçici rahatlama ile
Abdülaziz zaten meyilli olduğu lüks ve sefahate dalar. Saray görevlilerinin
sayısı 5500 e kadar çıkar. Avrupa’dan alınan borçlarla yeni saraylar, köşkler
yapılırken, Padişah sevdiği kadınlara ve yakın gördüğü kişilere ihsanlar
yağdırmaya başlar.
Ali Paşa’nın ölümüyle 1871 de sadrazam yaptığı, Rus yanlısı
Mahmut Nedim Paşa, Padişahın zevki uğruna, istediği parayı bulabilmek için her
çareye başvurmaktadır. Abdülaziz böyle sefahate dalmışken, Anadolu’daki
kuraklık ile başlayan kıtlık ve arkasından yaşanan sel felaketleriyle, köylü
son derece zor durumdadır.
Katlanarak artan borçların faizleri, yarısı nakit diğer
yarısı da yeni senetlerle karşılanmak zorunda kalınır. 1875 te alınan bu
kararla borç borçla kapatılıyor, böylece Osmanlı Maliyesi de iflasını kabul
ediyordu. Bu olay üzerine İngiltere ve Fransa hükümetleri, kendi bankerlerine,
Osmanlı Devleti’nin talep edeceği, yeni hiçbir borçtan dolayı sorumluluk
almayacaklarını bildirir. Osmanlı Devleti mali saygınlığını tümüyle yitirir.
Osmanlı Padişahlarında sefahat, içki ve kadın düşkünlüğü,
görülmemiş şey değildir. Ancak, Abdülmecit'in ve yerine geçen kardeşi
Abdülaziz’in, devleti bu uğurda borç batağına kadar sürükleyip, iflasına neden
olmaları yüzünden, ne devleti ne de bütün sıkıntılara katlanan, fakirlik
içindeki Anadolu insanını hiçte düşünmedikleri ortadadır. Ellerine geçen
saltanat fırsatını her türlü zevk ve sefahatleri için, sonuna kadar
kullanmışlardır.
Rus yanlısı sadrazam, Rus elçisi Nikolay Pavlovic İgnatiyef’in
oyuncağı durumundadır. Bu durumda Balkanlarda ayaklanmalara neden olur. Sonunda
Padişah, Mahmut Nedim Paşayı, medrese öğrencilerinin ayaklanmasıyla azletmek
zorunda kalır. Yeni hükümette görev alan Mithat Paşa, Şeyhülislam Hayrullah
Efendi ve yeni sadrazam Mütercim Rüştü Paşa, devleti düşürdüğü durum nedeniyle
Abdülaziz’i 29–30 Mayıs 1876 gecesi tahttan indirirler. Yerine 5. Murat Padişah
yapılır.
Önce Topkapı sonra Feriye sarayına hapsedilen Abdülaziz’in
bileklerini makasla keserek intihar ettiği söylenir. Öldürüldüğüne dair ileri
sürülen delillerin, sonradan uydurulduğu tezi ise, günümüze dek
aydınlatılamamıştır.
İçki düşkünlüğü ve
ölüm korkusuyla akli dengesi bozulan 5. Murat’ın 97 günlük Padişahlığı:
5. Murat, Abdülaziz’i
tahttan indirenlerle gizlice anlaşarak, sarraf Hristaki’den sağladığı altın
liraları, ayaklandırılan medrese öğrencilerine el altından dağıttırmıştı. Asker
sarayı kuşatıp saraydan çıkması istenince, darbenin başarısız olmasından
korkup, askerin kendisini bizzat, saraydan çıkarmasını ister.
Darbe sırasında düşkünü olduğu içki nedeniyle bilinci
bulanık olan 5. Murat, olayların etkisiyle bilincini tamamen yitirir. Askerler
Abdülaziz’i Topkapı Sarayına götürürken, Dolmabahçe sarayı yağmalanır. Yeni
Valide Sultan Abdülaziz’in 85 bin altınına el koyar. 8 milyon değerinde esham
ve tahvilat, maliyenin borcuna karşılık hemen, Osmanlı Bankası’na yatırılır.
800 bin lira değerindeki mücevherat, 5. Murat’ın yaklaşık 1 milyon lira borcuna
karşılık, sarraf Hristaki’ye devredilir.
5. Murat, biat töreninde yaşadığı olayların etkisiyle
kaçmaya çalışır. Abdülaziz’in trajik ölümü, korkularını artırarak akli
dengesinin iyice bozulmasına neden olur. Padişah olmak istemiyorum diyerek,
Yıldız sarayında kendisini havuza atar. Bu yüzden Kılıç Alayı ertelenir ve
padişahın Cuma selamlığına da çıkması yasaklanır.
Avusturya’dan getirtilen akıl hastalıkları uzmanı, 5.
Murat’ın Viyana’daki kliniğinde 6 ay tedavi görmesi gerektiğini söyleyince,
Rüştü ve Mithat Paşalar Abdülhamit ile gizlice görüşürler.
Abdülhamit’in Meşrutiyet’i ilan etme sözü vermesi üzerine,
saltanatı sadece 93 gün süren 5. Murat, tahttan indirilerek 31 Ağustos 1876 da
Çırağan Sarayı’na kapatılır. Daha sonra sağlığına kavuşan 5. Murat ömrünü
torunlarına ders verip, beste yaparak geçirir. 2. Abdülhamit, abisinin hatırını
sık sık sorar. Dışarı ile ilişkisini ise kesinlikle engeller. Çok sevdiği
içkiler bol miktarda temin edilir 1904 te şeker hastalığından vefat eder.
Yazı dizisine 2. Abdülhamit ve 1. Meşrutiyet ile devam
edeceğim.
AHMET ELDEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür, hakaret, aşağılama içeren yorumlar yayınlanmaz